Aylık arşivler: Şubat 2020

İman etmek ayrı, İnkâr etmemek ayrıdır

Doğru bildiğimiz Yanlışlar ve Eksik bildiğimiz Doğrular (3)

Önceki yazılarımızda; “iman”ın, başta anne – babayı taklid ve çevreden tevarüs edilerek, kabul edilen bir “önkabül ve taklid” aşamasının olduğundan bahsetmiş; fakat sonradan yapılan / yapılacak bir “tahkik ve araştırma”yla; hazır bulup, içine doğduğumuz ve peşinen doğru kabul ettiğimiz bu “iman”ın; te’kid ve te’yid, doğrulama ve sağlamasının yapılabileceğini söylemiştik. Zaten dinimizin bize, bir ideal ve hedef olarak gösterdiği “iman” da; böyle, süreçlere “akıl, göz, kulak” gibi duyuların da dahil edildiği bir “iman”dır.

Fakat orada şunu da eklemiştik: Her insandan; bir kelâmcı ve filozof gibi, tahkik ve araştırma yapmasını beklemek; inandığı her birşey için, delil ve ispat prosedürü beklemek doğru değil. Çünkü: Her insanın, kapasite ve fıtratı farklı.

Fakat şu da önemli: İstisnasız, her müslümanın kendi yanında; İslâm hakkında, kendini ikna ve ilzam eden, kendine yeterli (enfüsî ve / veya afakî) bir delil – ispatı vardır. O müslümanın yanındaki “delil”, sana göre belki geçersiz olabilir. Ve hattâ; “görülen bir rü’ya veya kabul edilen bir dua, yaşanan bir hâl veya mu’cizevî bir olay” gibi; başkaları için hiçbir rasyonel bağlayıcılığı olmayan, hattâ saçma bile görülebilen bir delil de olabilir bu!

Fakat eğer konu; kişinin, inandığı dini ve inançlarını, delil – ispat prosedüründen geçirmesiyse; velev hatalı bile olsa; bu kişinin, böyle bir  tahkik – ispat süreç / serüveninden geçtiğini söyleyebiliriz. Bu kısmı hatırımızdan çıkarmamak kaydıyla, bu haftaki yazımıza başlayalım.

Evet iş, “inandım ve iman ettim” demekle bitmiyor, bitmez; bu aşamadan sonra, “iman”ın, hayat yolculuğu bitene dek; muhafazası gerekiyor. Bu iman ve itikadın; zihin ve kâlpte sabitlenmesi ve kuvvetlenmesi için; en azından bulunduğu seviyeden geriye düşmemesi ve muhafazası için; hergün, her vakit, tahkim ve takviye edilmesi gerekiyor. Yani: Mevcut imanın; zayıf düşüp, hastalanmaması için; tıpkı bedenimiz gibi, her gün doyurulması gerekiyor. Bu; iman merkezli, bazı manevî ince damar ve letaiflerimize, her vakit taze kan ve oksijen pompalanması için de şart.

İman etmek ayrı, İnkâr etmemek ayrıdır yazısına devam et

Share