Aylık arşivler: Şubat 2017

Algı ve Davranışlarımız, Niçin “Allah Var(mış)” yerine, “Allah Yok(muş)”a Ayarlı? (1)

Hepimiz Manevî olarak Hastayız ama Farkında Değiliz

Hani bilmemek, “basit cehalettir”; fakat bilmediğini bilmemek, çift katlı cehalet, yani “cehli mürekkeb”; bir de yanlış bilip, üstelik, doğru bildiğini iddia etmek, “üç katlı cehalettir” ya. İşte bu, içinde bulunduğumuz “manevî ve batınî hastalıklar” için de geçerli.

Yani hemen hemen hepimiz hem manevî hastayız, hem bunun farkında değiliz, hem de kendimizi sağlıklı kabul ediyoruz; üstelik hasta olduğumuzu söyleyenlere de inanmıyoruz! Mes’elâ 44 yaşına geldim, birkaç sene öncesine kadar ben de inanmıyordum!

Nasıl ki “maddî”, yani bedeni hasta olanlara; hareket etmek, hatta gözünü açıp, ayağa kalkmak bile yorucu ve zor gelir. Yemeğe iştahları olmaz, birkaç lokma yeseler bile tat almazlar ya. İşte aynen bunun gibi; “manevî hasta” olan bizlere de, “namaz, oruç, zikir” gibi ameller zor ve yorucu geliyor. Hastanın yemeğe iştahı olmayıp, yediklerinden lezzet almaması gibi; bize de ibadet yapmak, sıkıcı ve meşakkatli gelip, tat vermiyor! Hasta olduğumuzda birkaç lokmayla doymamız gibi; birkaç rek’ât namaz, zikirle hemen doyup, usanıyoruz. Elhasıl, zikir ve ibadetlere, açlık ve ihtiyaç duymamamız; bunların iştah ve eksikliğini hissetmememiz; yokluklarında elem veya sıkıntı duymamamız; hep bu, bizdeki hastalık ve arızadan kaynaklı!

Algı ve Davranışlarımız, Niçin “Allah Var(mış)” yerine, “Allah Yok(muş)”a Ayarlı? (1) yazısına devam et

Share