Aylık arşivler: Mart 2016

“Bilim” (science) ve “Bilgi” (ilim, data – information – knowledge) Farklı ve Ayrıdır

sonbaharBedî’üzzaman Said Nursî Hazretleri’nin (R.Â.) “Medresetüz Zehra” Projesinin Ders Müfredatı kapsamında; “Bilimsel Bilim’in Eksik – Yanlış – Zararları ve İslâmî B/ilim’e niçin Geçmeliyiz? / Metabilgi – Metabilim (Sihrin Yapısı)” isimli kitap çalışmamızın ön hazırlığı niteliğindeki Yazı Dizimize kaldığımız yerden devam ediyoruz.

Bilim Felsefesi’nin şekillendirdiği Bilimsel Yöntem ve Kriterleri ve bunların hangi dünya görüşünden kaynaklandığını gösteren Bilimsellik İtikad ve hurafelerinden bahsederken, burada kavram ve kafa karışıklığını önlemek için; “bilim” (science) ile “bilgi” (ilim, data – information – knowledge) ayrımını yapmamız gerekiyor.

Bilimsel Yöntem ve Kriterlere göre evren ve içindekilerin gözlem – ölçüm ve incelenmesi sonucu elde edilen, işlenmiş bilgi’ye “bilim” diyoruz biz. Yani “bilim” ve “bilgi” farklı. Bilim, evrendeki bilgi’nin dar ve eksik bir türü olabilir ancak. Bilgi’nin, “bilimsellik” prizma ve filtresinden geçmiş; yani eksik ve yanlış hâline “bilim” diyoruz biz.

Bir ifadenin “bilimsel olmaması” ayrı şey, “doğru olmaması” ayrı şeydir. “Bilimsel ispatı olmaması” ayrı şey, “mantıksal ispatı olmaması” ayrı şeydir. “Deneysel ölçüm – gözlemle görünmemesi” ayrı şey; “deneysel ölçüm – gözlemle ispat edilmesi” ayrı şeydir. Çünkü ‘bilim’, ‘bilgi’ye eşit değildir; olsa olsa ve sadece mevcut bilgi’nin 5 duyuya daraltılmış ve saptırılmış bir hâlidir!

Kâinattaki “bilgi ve veri”nin “Bilimsel Yöntemler”le elde edilerek; ateist ve materyalist, determinist ve natüralist “Bilimsellik İnancı”nın dayattığı “Bilimsellik Kiriterleri”ne göre dizayn edilerek, kurgulanmış ve ifadelendirilmiş hâline “Bilim (science) / Bilimsel Bilim”; Bilim’in Bilimsel Yöntemi’nden çok daha geniş ve yüksek “İslâmî B/ilim’in Yöntemleri”yle elde edilmiş ve ifadelendirilmişine de “İlim / İslâmî B/ilim” ismi veriyoruz.

“Bilim” (science) ve “Bilgi” (ilim, data – information – knowledge) Farklı ve Ayrıdır yazısına devam et

Share

Bilim’in kurgulayıp, bizi de inandırdığı Deterministik Evrende Rabbimiz ne iş yapar!?

gunbatimi1Bedî’üzzaman Said Nursî Hazretleri’nin (R.Â.) “Medresetüz Zehra” Projesinin Ders Müfredatı kapsamında; “Bilimsel Bilim’in Eksik – Yanlış – Zararları ve İslâmî B/ilim’e niçin Geçmeliyiz? / Metabilgi – Metabilim (Sihrin Yapısı)” isimli kitap çalışmamızın ön hazırlığı niteliğindeki Yazı Dizimize kaldığımız yerden devam ediyoruz.

Eğer Bilim’in bu, türlü mekanizma ve sebep, tesadüf ve zorunluluklarla kendi kendine işleyen kâinat tasavvurunu kabul edersek; yani illiyet ve nedenselliğin hâkim olduğu; herşeyin varlık ve devam ve çalışma sebebi, diğer sebep ve mekanizmalarla nedensellenip, açıklanabildiği ve nasıllanıp, tasvir edilebildiği böyle bir evrende Rabbimiz ne yapar!?

Eğer Bilimsellik Felsefesi’ne bağımlı, Bilimsel Kriter ve Yöntemlerine bağlı kalarak, herşeyi sebeplerle determine edip, açıklayıp, çözdüğümüze inanıyorsak; yani varlık ve çalışma ve devamında hiçbir cihette Rabbimiz’e ihtiyaç duymayan bu kurgusal evrende, Rabbimiz neyin nedeni ve faili olmaktadır!? Rabbimiz bu işleyişin neresindedir!?

Bilim’in iddia ettiği gibi; gerçekten, herşeyi başka nedenlere dayayarak nedensellediğimize ve nasıl işlediğini tasvir ederek açıkladığımıza inanıyorsak; böyle bir evren Rabbimiz’e hangi konuda muhtaçtır veya muhtaç mıdır acaba!?

Peki böyle bir evrende “iman”a nasıl yer açacağız!? Bilim’in kalınlaştırdığı madde’yi nasıl şeffaflaştırıp, arkasını göreceğiz; varlığın perdesini aralayıp, Rabbimiz’e nasıl delil bulacağız!?

Bilim’in kurgulayıp, bizi de inandırdığı Deterministik Evrende Rabbimiz ne iş yapar!? yazısına devam et

Share