Bedî’üzzaman Said Nursî Hazretleri’nin (R.Â.) “Medresetüz Zehra” Projesinin Ders Müfredatı kapsamında; “Bilimsel Bilim’in Eksik – Yanlış – Zararları ve İslâmî B/ilim’e niçin Geçmeliyiz? / Metabilgi – Metabilim (Sihrin Yapısı)” isimli kitap çalışmamızın ön hazırlığı niteliğindeki Yazı Dizimize kaldığımız yerden devam ediyoruz.
Elhasıl Bilim ve “Bilimsel” ismiyle müsemma Yöntemi’nin “mana-yı ismî” okuyuşundan, dinimizin “mana-yı harfî” okuyuşuna geçmeliyiz. Bilim’in evrenden “bilgi edinme yöntemi” olan “Bilimsel Yöntem” ve “Bilimsellik Kriterleri”ne bağ(ım)lı kaldığımız müddetçe Rabbimiz ve “Kur’ân-ı Kerîm, melekler, ahiret, nübüvvet, nur, kader, Âlem-i Misâl” halâ “metafizik” diye fizik evrenin dışına itilmeye devam edilecek! Halbuki Kâinat Kitabı’nda yazılmış Âyet ve kelimelerin ifade ettiği anlam ve işaret edip, gösterdiği ma’nalar bunlar! Yani “metafizik” olmayıp; fizik evrenin dışında değil, içinde!
Bilim’in “araştırma ve gözlem yapılamaz, delil – ispatı da yapılamaz” diye evrenin işleyişinde yoksaydığı bu varlıklar olmazsa; ruh çıkınca fizik bedenin dağılması gibi fizik evren de dağılır gider. “Madde” o ruh ve manayı taşıyan cesed olup, varlık ve devamı o ruh ve anlamla kaim.
Biz ise halâ Bilim’in “bunlar spekülâtif konular olup, inanç ve felsefenin işidir; bilim ve araştırma, bilgi ve gözlemin değil” safsatalarıyla aldatılmaya devam ediyoruz! Bilim’in yapay ışıklarıyla nursuz gecelerimiz aydınlanıyor ama gündüzlerimiz karanlık, içimiz ise simsiyah! 50 – 60 senelik bir ömürden sonrasına faydası dokunmayan, oralardan hiç haber vermeyen Bilim’in; öldüğümüzde bize nur olarak değil, malâyaniyat; hatta daha büyük ihtimâl zulümât olarak dönmesi mümkün!…
Elhasıl Bilimsellik Kıskacında esir olduğumuz müddetçe; kapana kısılmış bir fare gibi sistem kendi sınırlarını dayatacak ve sistem dışına çıkmaya müsaâde etmeyecek! Bilimsellik Kapalı Sistemi’nde çatlak oluşturup, duvarlarını kırmadıkça; “vahiy / nübüvvet”in üflediği bilgi ve hava akışına müsaâde edilmeyecek.