Aylık arşivler: Ekim 2019

Bilim/sellik’in Eksik ve Yanlışları: Mantık ve Dil Hataları

Bilimsellik ve Ürünü olan Bilim’e; “Allah” dedirtmek, Neden Mümkün Değil? (3)

Doğru bilinen, bir yanlış var ki, o da şu:

“Bilim ve Bilimsellik, tanım ve yöntemi icabı, inanç ve inançsızlıklardan bağımsız ve tarafsız, ve bunlara objektif ve nötrdür. O; evren hakkında sadece, gözlem – ölçüm – deneyle incelediği ve kişi, inançlara göre değişmeyen (yani göreceli olmayan), objektif ve nesnel bilgiler verir. Bu açıdan; insandan bağımsız ve evrensel olup; sadece olanlardan bahseder. Yaptığı: Sadece, evrende olanları tespit ve ifade etmek ve buna göre teknolojiler geliştirmekten ibarettir. Yani: Bilim/sellik; varlık ve olayların, metafizik ve inançları ilgilendiren; subjektif ve dinî ve felsefî yorumlarını yapmaz; sadece olan’ın ‘bilgi’sini verir. Bu açıdan, Bilim/sellik iyi bir yöntem olup; tıpkı bir alet gibi; onu inanç ve / veya inançsızlık ve kötü niyetlerine alet edenler vardır sadece.”

Evet, bu düşünce (ya da “inanç” mı demeliyim!) yanlış; daha doğrusu yanlışlarla dolu! Bu yanlışlardan birisi: “Bilim/sellik”; evrendeki olay ve olguları, olduğu gibi; yani zahirî görünüşüyle; yani “vak’âya mutabık” anlatmıyor olduğudur! Yani: Bilim; evrenimiz hakkında, olayların; nötr ve yalın, nesnel ve objektif resmini vermiyor.

Meselâ; okuduğumuz bir Bilim veya ders kitabında şöyle bir ifadeye rastlarız: “Güneş, ısı ve ışık verir.” Bu ifade, herhangi bir dinî veya felsefî inançtan veya inançsızlıktan bağımsız, gayet nötr ve objektif görünüyor değil mi? Yani, Güneşi gören herkesin, kabul edeceği ve inansın – inanmasın herkesin kabul etmek zorunda olduğu bir “gözlem bilgisi” olarak gözüküyor, değil mi? Aslında, hayır!

Çünkü: Bu ifade; olan’ın, olduğu gibi çekilmiş bir fotoğrafı değil! Çünkü, bu cümledeki “verir” kelimesi; Dil ve Mantık kuralları açısından, “Güneş” gibi cansız ve iradesiz varlıklar için kullanılamaz!  Çünkü: “Verir” kelimesi; sadece canlı ve şuurlu, iradeli ve bilgili (meselâ biz insanlar gibi) varlıklar için kullanılır! Yani, Güneş’e sorabilseydik ki: “Sen, dünyaya ısı ve ışığını nasıl gönderiyor, nasıl ulaştırıyorsun?” Muhakkak; “Olaydan haberim bile yok” diyecektir!

Bu örnek gibi; gene, meselâ, okuduğumuz herhangi bir bilim veya ders kitabında geçen: “Su, güneş ve toprak; bitkilerin büyümesine sebeptir” ifadesinde; “Su, güneş ve toprağı”; bitkinin büyümesinde “fail ve özne” olarak lânse eden bu Bilimsel Bilgi’de de, Mantık ve Dil hataları mevcuttur. Yani: Yukarıdaki soruyu, bunlara da yöneltsek: “Siz bu bitkiyi nasıl büyütüyorsunuz?” Onlar: “Bitkiyi değil büyütmek, o bitkinin varlığından bile haberimiz yok!” diyecekler!

Zaten, bitki’nin “büyüme” eylemi, bambaşka bir hâdise olup; su – güneş – toprak gibi varlıklarda, bitkiyi nasıl büyüteceğinin bilgisi yoktur. Yani: “Su”, sebep olarak, olsa olsa en fazla, bitkileri “ıslatır”; Güneş, “ısıtır ve aydınlatır”; toprak, “saksılık” yapar! Bunları yapmaları da, gene Rabbimiz’in kudretiyle ve ilim, iradesiyle olur.

Bilim/sellik’in Eksik ve Yanlışları: Mantık ve Dil Hataları yazısına devam et

Share