Aylık arşivler: Eylül 2018

Bilimsellik Felsefesi’nin dayattığı Aksiyomatik Öninançlar

Yeni bir Bilim Anlayışının İnşasında, İslâmî bir Epistemoloji Önerisi (8)

Bu Yazımızda; “Bilimsel Bilgi”nin bilinçaltımıza telkin ve ilka ettiği “kirli ve virütik bilgilere;” bizi kodlayıp – programladığı ve formatladığı, “bilinçaltı (subliminâl) ve hipnotik mesajlara” değineceğiz.

Önceki Yazımızda verdiğimiz “yağmur” örneğinde; yağmurun “neden ve nasıl olduğu ve yağdığını” anlatan, Bilim’in bu “failsiz ve öznesiz” tasvir ve ifadeleri; “Ateist ve Materyalist Bilim”in, “Determinist ve Natüralist Bilimsellik Felsefesi”ne göre yapılmış bir “yağmur” tasviridir.

Bu tasvir ve ifadeler; (sanki “Allah var – yok”un ortası veya bunun 3. bir ihtimâl ve şıkkı varmış gibi veya bu 2 şıkka eşit mesafede kalıp, bakılacak dış bir 3. gözlem ve koordinat noktası varmış gibi!): “Gözlem ve araştırmalarımda, tüm dinî ve felsefî inançlardan bağımsız olacağım. Evrene, tarafsız ve objektif bakacağım. Olayları, olgusal ve olduğu gibi anlatacağım!…” iddiasıyla; “ateist” tarafa savrulan, “deist” subjektifliğe kayan ve bu inançları savunan “Bilimsellik Felsefesi”ne göre kurgulanmış ifadelerdir; “Bilimsellik Kriterleri”ne uyarak hazırlanmış “Bilimsel Bilgiler”dir.

“Allah var – yok” dışında 3. bir ihtimâl; gidilecek 3. bir yol ve aklî seçenek olmadığı için; “objektif ve tarafsız, olgusal ve nesnel” olunamayacak bir konuda; güya “objektif ve tarafsız olacağım” diye, Bilimsellik’in, bu “ateist ve deist” taraflı bakışı sahiplenilmez!

Ayrıca, bu konuda “objektif ve nesnel” bir bakış mümkün olsaydı bile; ahlâkî olarak, gene de “tarafsız” olmak doğru değil. Çünkü: “İyi – doğru – güzelden” taraf olmak gibi, insanî bir yükümlülüğümüz de var bizim.

Bilimsellik Felsefesi’nin dayattığı Aksiyomatik Öninançlar yazısına devam et

Share